Ticaret Bakanlığı açıklamada bulunarak bütün ve parça dahil tavuk eti ihracatının 1 Mayıs 2024 tarihinden 31 Aralık 2024 tarihine kadar, aylık bazda azami 10 bin ton, toplamda ise yıl sonuna kadar 80 bin ton olacak şekilde sınırlandırıldığını açıkladı. Sınırlama sonrası tavuk etine zam gelmesi bekleniyor.
Konuya dair yazılı açıklamada bulunan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2024 yılının ilk 3 ayında 87 bin ton tavuk eti ve dondurulmuş tavuk eti ihracatı yapıldığını, kalan 8 aylık süreçte ise ihracatın toplamda 80 bin tonla sınırlandığını hatırlattı.
“2023 YILINDA 381 BİN TON TAVUK ETİ İHRACATI YAPILDI”
Gürer, “2023 yılında 381 bin 320 ton tavuk eti ihracatı yapıldı. 2024 yılının ilk 3 ayında ise 86 bin 633 ton dondurulmuş ve 2 bin 54 ton tavuk eti ihracatı yapıldı. Bu süreçte tavuk eti fiyatları hızla arttı. Tamamı kapalı alanda ve yemlerinin önemli bölümü ithal olan tavuklar 40-50 gün geçince kesime gidiyor. Ortalama 50 gün bakımı var. En önemli gider yem. Döviz ve yemdeki fiyat artışları tavuk fiyatlarını etkiliyor. İyi niyetli olmayan aracıların da fiyatlar üzerinde olumsuz etkisi var. Esas düşünülmesi gereken, işletmelerde tavuk üretimi yapılırken, tavuk beslenmesi neden kırsalda dahil yok edildi? Kenar mahallelerde ve köylerde tavuk yetişmesini engelleyen ülkeyi yönetenler, buradan yandaşı besleme ve daha çok kazanma hırsı ile bugünleri yarattılar” ifadesine yer verdi.
“YEM MALİYETLERİ KÜÇÜK İŞLETMELERİ YOK ETMEYE BAŞLADI”
Üreticiye destek verilmesiyle sorunların çözüme kavuşacağını vurgulayan Gürer, “Küçük aile tipi işletmelerin önemi tavuk olayı ile bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Aynı oyun büyükbaş hayvancılıkta da oynanmaktadır 1-20 aralığında inek, düve gibi hayvan varlığı olan sahipsiz bırakılmakta ve üretimden çıkarılmaya çalışılmaktadır. Gerekli destekler verilmemekte adeta tasfiye etmeye çalışılmaktadır. Artan yem maliyetleri ve ahır giderleri küçük işletmeleri yok etmeye başlamış, çok ahır boşalmıştır. Cumhurbaşkanlığının yayınladığı son kararda da küçük aile tipi işletmeler devre dışı bırakılmıştır. Böylece orta ve büyük işletmelere destek verilip teşvik edilmektedir. Bu süreç, tavuk yetiştiriciliğinde olduğu gibi büyük işletmeler eliyle sürdürülen bir süreçtir. Sonuç olarak, işsizliğe ve kırsalda kalan son yerleşik ailelerin göçüne yol açtığı gibi, üretimin de tamamen büyük şirketlerin kontrolüne geçmesine yol açacak ve bu durum piyasada belirleyici rol oynayan şirketlerin etki ve kontrolünü artıracaktır” dedi.
“KANATIN FİYATI TAVUĞUN FİYATINI GEÇTİ”
Gürer, artan üretim maliyetleri sonucu tavuk fiyatının bir yılda yüzde 130 oranında arttığını belirterek, “Tavuk fiyatları marka ve satıldığı market hatta satıldığı semte göre bile değişkenlik göstermektedir. Geçen yıl aynı marka ve aynı markette satılan tüm tavuğun kilo fiyatı 40 TL iken şu an 92,50 TL’den satılmaktadır. Bir yılda tüm tavuğun kilo fiyatı yüzde 130 artmıştır. Diğer tavuk kısımlarında ise bu artış daha yüksek; kanat olsun, pirzola olsun bir yıl içinde ciddi artış gösterdi. Vatandaşın kırmızı ete maddi olarak ulaşamadığı yerde, tavuk etinin fiyatının da bu şekilde artması vatandaşın mağduriyeti artırdı. Eski Türkiye’de kanat para ile satılmazken, AKP yönetiminde ülkemizde kanatın fiyatı tavuğun fiyatını geçti. Fiyatları belirleyenler, artan talebe karşı fiyatlar artırıp vurgun vuruyorlar” ifadesine yer verdi.
“YEM SORUNU ÇÖZÜLMEDEN ÜRETİM MALİYETİNİN ARTMASI ÖNLENEMEZ”
Gürer, “Tavuk eti ihracatının sınırlanmasının kısmi olarak fiyatlar üzerinde olumlu yansıması olacaktır. Bu konuda devamlılık ve sürdürebilirliği sağlayacak düzenlemelere gidilmelidir. Kırsalda tavuk yetiştiriciliği özendirilmelidir. Halen yetişme süresine baktığımızda tavuk eti kırmızı ete göre daha fiyatlıdır. Bir tavuk 40-50 günde kesime gelmektedir. Bir büyükbaş hayvan yavrusu en az bir yıl bakım gerektirir. Kesime kadar bir yıl sabah akşam toplam en az 10 kg yem tüketir. Bir yıl boyunca aşı, veteriner, ahır gideri, işçilik maliyeti eklenir. Bu hesaplama ile bakınca tavuk eti daha fiyatlı olduğu görülür. Beyaz ve kırmızı et için fiyatlar düşmesi giderlerin azalması ile olasıdır. Hayvancılıkta yem sorununa çözüm üretilmeden üretim maliyetinin artması önlenemez. Yem içinde ithal yerine yerli üretim artırılması sağlanmalıdır. 30 üzerinde GDO’lu yem ithal edeceğimize kırsalda küçük aile tipi işletmeciliğe özendirip mera hayvancılığı ve gezen tavuk üreticiliği yaygınlaştırılmalıdır” dedi.